GALATASARAY umuttur
GALATASARAY yere düşen kağıt bayrağı basılmasın diye kenara koymaktır
GALATASARAY önünden hiç geçemediği okul için “Bizim lisemiz var” demektir
GALATASARAY hiç gidemediği ASY arkasından ”Cehennem yıkıldı” diye gözyaşı dökmektir
GALATASARAY her gün sarı-kırmızı giymek istemektir
GALATASARAY parkta tahtası sarı, demir bacakları kırmızı bir bank gördüğünde mutlu olmaktır
GALATASARAY çağırılmadan yardıma koşmaktır
GALATASARAY Al Bayrağın ardında batan güneştir
GALATASARAY yanan ateştir
GALATASARAY cama asılan bayraktır
GALATASARAY tek başına da olsa haykırmaktır
GALATASARAY tanıştığı anda sevmektir
GALATASARAY “Bizim Üniversitemiz var” diye övünmektir
GALATASARAY Hakkari’de tek göz odada yanan mum ışığıdır
GALATASARAY Brüksel’de café’de maç heyecanıdır
GALATASARAY San Francisco’da sabah 9’da gece maçı izlemektir
GALATASARAY küskünken bile sımsıkı sarılmaktır
GALATASARAY bağışlamaktır
GALATASARAY her şeyini vermektir
GALATASARAY sabah 3te bilet kuyruğunda beklemektir
GALATASARAY doktora ”peki maça ne zaman gidebilirim” diye sormaktır
GALATASARAY maç bileti bile olmadan Berlin’den uçağa binmektir
GALATASARAY çevreyolunda sabah işe giderken, ASY hizasında kornaya basmaktır
GALATASARAY 19:05’te saate gözü takılınca, 4-5 dakika bi daha bakmamak için kıvranmaktır
GALATASARAY bir bakışla her şeyi anlatabilmektir
GALATASARAY Monaco’da sevinmeyi de, ASY’de üzülmeyi de bilmektir
GALATASARAY fikri, irfanı, vicdanı son nefesine kadar hür olmaktır
GALATASARAY öğrendiğini öğretmektir
GALATASARAY yeri geldiğinde sorgulamadan peşinden gitmektir
GALATASARAY tek dilim ekmeği paylaşmaktır
GALATASARAY Asker ocağında sıcak-soğuk su borusudur
GALATASARAY Kalamış’tır
GALATASARAY Edirne’de bir çiçek, Bodrum’da bir bayrak, Şırnak’ta bir halay, Ankara’da bir meşaledir…
GALATASARAY özü sözü bir olmaktır
GALATASARAY Ada’dır
GALATASARAY kayıtsız, şartsız yanında olmaktır
GALATASARAY Kapalı merdivenlerinden çıkınca “evine gelmiş” hissidir
GALATASARAY kayıtsız şartsız ATA’sının izinden gitmektir…
GALATASARAY 18 Mart’ta Çanakkale’ye uzanan konvoydur
GALATASARAY namustur
GALATASARAY yaşama sevincidir
GALATASARAY akşam mağlup yatsa bile, sabah umutlu kalkmaktır
GALATASARAY gol anını oğluna anlatmak için Numaralı’dan Teksas’a telefon açmaktır
GALATASARAY sözde değil, özde olmaktır
GALATASARAY yiyemezken, kardeşine yedirmektir
GALATASARAY gülemezken, güldürmektir
GALATASARAY sorumluluk almaktır
GALATASARAY rahatken, rahatsızı düşünebilmektir
GALATASARAY bitmeyen sevgidir
GALATASARAY sonucu umursamamaktır
GALATASARAY kendini hiç düşünmemektir
GALATASARAY engelliyken, engel tanımamaktır
GALATASARAY zeki, çevik ve ahlaklı sporcu yetiştirmektir
GALATASARAY hatırlamak ve anmaktır
GALATASARAY ‘95 doğumlu olup “Taçsız Kral” diye haykırmaktır
GALATASARAY cefasını sürerken de sonuna kadar sahiplenmektir
GALATASARAY kan kusarken, “ben iyiyim, bişey yok” diyebilmektir
GALATASARAY “senin oğlan hangi takımı tutuyo?” sorusunu küfür addetmektir
GALATASARAY sevgiyle öğretmektir
GALATASARAY formadaki terdir
GALATASARAY yelkendeki deniz tuzudur
GALATASARAY havuzun klorunu içme suyu gibi içmektir
GALATASARAY sınırları yok etmektir
GALATASARAY 10 Kasım’da Anıtkabir’de, şov yapmadan Ata’sını saygıyla anmaktır
GALATASARAY özür dilemesini bilmektir
GALATASARAY gururdur
GALATASARAY onurdur
GALATASARAY geçici değil, kalıcı olabilmektir
GALATASARAY unutmamaktır, unutturmamaktır
GALATASARAY hatasından dönebilmektir
GALATASARAY hakkını savunmaktır
GALATASARAY kimseye hiçbir şey için biat etmemektir
GALATASARAY “sokakta oynasan, kaldırımdan destekleriz” diyebilmektir
GALATASARAY bir Avustralyalının “ben doğuştan Galatasaraylıyım” demesidir
GALATASARAY almadan, vermek için can atabilmektir
GALATASARAY hak yememektir
GALATASARAY “ben” değil, “biz” demektir
GALATASARAY Baba Gündüz’dür, Baba Özer’dir
GALATASARAY ameliyatlık bacağı bezle sarıp maça çıkmaktır
GALATASARAY sonunu düşünmemektir
GALATASARAY algıda sarı-kırmızı için sonuna kadar seçiciliktir
GALATASARAY geçen 15 yılda rengi solsa bile atamamaktır
GALATASARAY kıyamamaktır
GALATASARAY başka hiçbir şey için gösterilmeyecek sabrı göstermektir
GALATASARAY mucizeye inanmaktır
GALATASARAY mucizeyi tekrarlamaya da inanmaktır
GALATASARAY sevilmeden sevebilmektir
GALATASARAY Kapalı’da 16 dakika boyunca bildiği tüm duaları etmektir
GALATASARAY uğur yapıcam diye 8 değişik tik sahibi olmaktır
GALATASARAY kızını ilk maça götürmektir
GALATASARAY anlam verilemeyen bir tutkudur
GALATASARAY fenerli babasına iki yaşında kafa tutup, “bu evin kadınları Galatasaraylıdır” demektir
GALATASARAY “bu maçı vermeyen televizyonu napim?” diyip, Beyoğlu’nda TVsini 7inci kattan aşşağı fırlatmaktır
GALATASARAY Brian Birch’ün yumruğudur
GALATASARAY Derwall’in bilgisi, Mustafa’nın ümididir
GALATASARAY öğlen ne yediğini unutup, 88’deki maçta gollerin dakikasını ezbere bilmektir
GALATASARAY yeri geldiğinde başkaları gülüp eğlenirken, sarı-kırmızıya sarılıp ağlamayı tercih etmektir
GALATASARAY özverili olmaktır
GALATASARAY Kopenhag’da maçı beklemektir
GALATASARAY saatlerce deplasman otobüsünde uyuklamaktır
GALATASARAY hiç tanımadığı birini sadece üzerinde sarı-kırmızı var diye “kardeş” gözüyle görmektir
GALATASARAY daha tanışmadan “Ağabey” diye hitap etmektir
GALATASARAY en kötü günde bile, övünerek “Galatasaraylıyım!” diye haykırmaktır
GALATASARAY …