Sözcü Gazetesi 10 Kasım 2011’de satır arasına sıkıştırdığı yalan bilgi ile Atatürk‘e karşı büyük bir saygısızlığa imza attı. Bu konuda etraflıca araştırma yapmış tüm tarihçilerin ortak fikri Atatürk’ün herhangi bir spor (futbol) kulübü taraftarı veya sempatizanı olduğunun tamamen bir yalan olduğu iken, yıllardır uydurulan bu yalana destek veriliyor olması, altında ister istemez kasıt aranan bir harekettir. (tarihçilerin bu konuyu ortaya koyduğu görüntüler) Tarihi gerçekleri, kanıtları çarpıtarak, değiştirerek, alakasız olaylardan alakasız sonuçlar çıkartarak, hiç olmamış olayları yaşanmış birer tarihi gerçek gibi göstererek, özellikle 2000 yılından beri oynanan bu Atatürk üzerinden rant elde etme oyunu artık topluma enjekte edilen bir bölücülük zehri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Türk Sporu’na Mustafa Kemal Atatürk’ün öğütlediğinin tam tersi ahlak dışı davranışları karıştırmış kişiler hakkında sürmekte olan hukuki sürece 10 Kasım günü Atatürk’ün bir kez daha alet edilmeye çalışılması işin bir başka nahoş yönüdür.
Atatürk’ün, ahlaki değerler anlamında izinden bile gitmeyi beceremeyen malum çevrelerin, bir de Ata’mızı rant malzemesi olarak kullanmaya çalışması, ülkemizdeki “söyledim oldu”, “yaptım oldu” zihniyetinin açık bıraktığı kapılardan geçerek yapılmaktadır. Bu durum bilimsel açıdan Psikoanalist Walter Langer tarafından şu şekilde açıklanmıştır: “İnsanlar büyük bir yalana küçüğünden daha çabuk inanır. Ve siz bu büyük yalanı yeterince sık tekrarlarsanız, insanlar daha da çabuk inanır.” (“People will believe a big lie sooner than a little one. And if you repeat it frequently enough, people will sooner than later believe it.”)
Hayatı boyunca hiç lacivert takım elbise giymemiş (bkz. Cumhuriyet gazetesi’nde moda tarihçisi Faruk Saraç) Atatürk’e photoshop ile sarı gömlek ve lacivert takım elbise bile giydiren zihniyetin 10 Kasım’ı bile fırsat olarak görmesi Ata’mıza yapılan en büyük saygısızlıktır.
Bu kasıtlı tarihi çarpıtmanın ötesinde Sözcü Gazetesi’nin ana sayfasın tümünün 10 Kasım’ın ciddiyetine yakışmayan bir tarzda hazırlanmış olduğunu görmek gerçekten üzücü bir durumdur. Sözcü Gazetesi’nin bu davranışı en masumane tabirle bir gazetecilik fiyaskosudur.
Kaynaklar: Sözcü Gazetesi 10 Kasım 2011